Çevreye duyarlı sanayi tesisi olmak...

Çevreye duyarlı sanayi tesisi olmak...

Bugün çevre sorunları olarak tanımladığımız konuların temelini, sanayi devrimi sonrası üre- tim kavramına bağlamak yanlış olmayacaktır. Sanayi ürünlerine olan talepteki artış ve buna bağlı girdi ihtiyacı, kontrolsüz kaynak kulla- nımının ve çevre kirliliğinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ancak çevre kavramı, 1970’le- rin başında ABD Doları’ndaki ve petroldeki
kriz süreçleriyle tetiklenen iktisadi gelişmelerin bir yansıması olarak 1972’deki Stockholm Konferansı’yla dünya gündemine taşınmıştır. Yani, Kanada’nın ve hemen ardından o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun 1973 yılında yayımladıkları çevre düzenlemeleri, libe- ral ekonominin paylaşım kültürünün dışında değerlendirilmemelidir. Günümüzde de çevre konusunda karşımıza çıkan uygulama model- lerini geliştiren iktisatçılar, tüm yapıyı mal ve hizmet üretimindeki kaynak tahsisi ve yönetimi üzerinden yönlendirmektedir.

Çevre, 2005’te yayımlanan Avrupa Birliği (AB)

Çevre Politikası El Kitabı’nda da “AB üye ülkele- ri arasındaki rekabet şartlarının sağlanmasında önemli bir başlık” olarak ortaya konulmaktadır. Yani, kısıtlı doğal kaynakların paylaşımı ve üretim süreçlerine dahil edilmesi sırasında ve sonrasında oluşan tüm etkiler çevreyi doğru- dan ilgilendirmektedir. Bugün ülkemizde tüm işletmelerimizin yasal olarak yükümlü olduğu çevre mevzuatı da bu kapsamda hazırlanmış, AB mevzuatının neredeyse birebir kopyasıdır.

Çevre konusunda atılacak adımlarda; rekabet ortamının sağlanması, kaynak kullanımı ve olu- şacak etkiler, uygulanan yasa ve yönetmeliklerin temel dayanağını oluşturmaktadır. Ne yazık ki çevre yönetiminde ülkemizdeki mevcut uygula- malar genellikle işletmelerden kaynaklanan çev- re kirliliğinin denetlenmesi düzeyindedir. Son yıllarda bazı işletmelerde uygulamaya konulan “Temiz Üretim” ise, aslında 1997’de Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nca yayımlanan “Çev- re Genel Durum Raporunda Çevre Politikası Yaklaşımlarındaki Güncel Değişiklikler” başlığı altında belirtildiği şekliyle, “Daha Temiz ve Yalın Üretim” metodolojisidir. Bugün işletmele- rimizin üretim kültürlerini daha temiz ve yalın üretim felsefesi üzerinden yürütmeleri, rekabet ortamının sağlanması ve kaynak kullanımı konularında avantaj elde etmelerine yardımcı olacaktır. Daha az ile daha fazla üretmek olarak da açıklanan temiz üretim konusunda yapılacak çalışmalar, “Çevreye Duyarlı Tesis Olmak” için temel basamaklardan birisidir.

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bu konuya olan ilgi ve hassasiyetini göstermek için Temiz Üretim Bilgi Platformu’nu oluşturmuştur. Bu platformun internet sayfasında konuyla ilgili olarak temiz üretim hakkında önemli bilgiler yer almaktadır. Temiz üretim, öncelikle çevre yasalarıyla uyumu kolaylaştırmaktadır. Atık ve emisyonları kaynağında azaltarak daha iyi bir

çevresel performans sağlamakta, atık bertaraf maliyetlerini düşürmektedir. Hammadde, su
ve enerjinin daha etkin kullanımını sağlaya-
rak geliştirilmiş ürünler ve proseslerle üretim maliyetlerini düşürmekte, verimliliği artırmak- tadır. Yeni ve gelişmiş teknolojilerin kullanımı sayesinde rekabet edebilme gücünü artırmak- tadır. Çevre kirliliğini azaltmayı ve kaynakları daha etkin kullanmayı amaçlayarak, tehlikeli atıkların arıtma, depolama ve bertaraf risklerini azaltmaktadır. Bunlar, işletmenin toplumdaki imajı da geliştirmekte, çalışanlara sağladığı sağ- lıklı ve güvenli iş ortamıyla çalışanların tatmin düzeyini ve dolayısıyla verimliliği artırmaktadır. Ekonomik ve çevresel araçlar ile yönetim ve kalite geliştirme araçlarını birlikte içerdiği için hem çevre hem de işletme için bir kazan-kazan stratejisi olarak ön plana çıkmaktadır. Üstelik temiz üretim konusunda T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından işletmeler des- teklenmekte ve farklı teşvikler uygulanmaktadır. Bakanlığın özellikle “Çevre Teknolojileri Deste- ği”, “Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansmanı (TURSEFF) Desteği”, “Endüstriyel İşletmelerde Verimlilik Artırıcı Projelerin (VAP) Desteği”

vb. desteklerin alınabilmesi için yürütülecek projelerin sahada ön çalışmalarının yapılması işletmelere önemli katkılar sağlamaktadır.

Bursa’da da sanayi kuruluşlarının sürdürülebilir ve çevreye duyarlı iş modelini geliştirmek için ‘Yeşil Büyüme Projesi’ni hayata geçiren Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın liderliğinde, Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Uludağ Üniver- sitesi ve tüm organize sanayi bölgelerinin katı- lımıyla ‘Bursa Temiz Üretim İşbirliği Protokolü’ imzalanmıştır. Yani, süreç tüm işletmelerimizi çevreye duyarlı üretim modellerini uygulama konusunda yönlendirmektedir. Bu nedenle, tüm işletmelerimizin “Çevreye Duyarlı İşletme” olmak yönünde atacakları her adım önce kendi- leri sonra tüm çevre için kazanç sağlayacaktır.